ESERLER

ÇIKTI!



Mustafa Zeki ÇIRAKLI, Hece, Ankara, 2015.



Bilinçli Yazarın Roman Üzerine Görüşlerine Dair Alçakgönüllü Bir Deneme

Mustafa Zeki ÇIRAKLI, Serander, Trabzon, 2015.



Mustafa Zeki ÇIRAKLI, Hece Yayınları, Ankara, 400sf., 2013.


Mustafa Zeki ÇIRAKLI,
VDM Publishing, Saarbrücken, 2010, 188 pages. [ENN Publication List 2010 Germany/Turkey]

(7) OKUMA ALEGORiLERi (Rousseau, Nietzsche, Rilke ve Proust'ta Figürel Dil) Paul de MAN, Çev. Mustafa Zeki ÇIRAKLI, PARADIGMA YAYINLARI, 2009, 356 syf.


Bütün dünyada onbinlerce edebiyat sever tarafından ziyaret edilmiş olan bu platformda şu ana kadar eklenmiş olan "makaleler"e en son çalışmalarımız da eklenerek blog'umuz zenginleştirilecektir. Blog'umuz'un en son güncellenmiş hali ve İngilizce versiyonu çok yakında erişime açılacaktır. İlginize teşekkür ederiz.

Edebi Türler: Kuramdan Soruna


[...]

Orhan Veli’nin, örneğin, “Gemliğe doğru denizi göreceksin, sakın şaşırma” şiirini minimal bir öykü gibi okumak mümkün müdür? Ya da tam tersi, Ferit Edgü’nün minimal öykü olarak nitelediği Do Sesi’nde yer alan bir öyküsünü dizeler halinde sunsak bir Orhan Veli şiiri gibi okumak mümkün olabilir mi?

Atları severdi.
Ama yaşamı boyunca yalnızca
bir tek atı oldu.
Öldüğünde, atını ne yapacağımızı
bilemedik.

Saldık çayıra.
N
e yapacağını bilemedi atı da
Biz üçbeş dostu, bir gece,

kimseler görmeden,
mezarını açıp

atını da gömdük.

***

Bu noktada son olarak, Hirsch’ün “yorumun geçerliliği” tartışmasına değinmekte yarar var. Hirsch’e göre Yeni Eleştiri akımının yaptığı gibi her edebî metne tek ve eşsiz bir eser olarak yaklaşıp yapıtı oluştuğu koşullardan soyutlayarak ele almak bizi yanlış yorumlamaya sevkeder. Buna göre der Hirsch, her yazar eseri kaleme alırken ne yapacağı/ ne tür bir eser yazacağı konusunda bir fikir sahibidir ve okurun da mümkün olduğunca bunu anlayarak esere yaklaşması onu doğru anlamaya ve yorumlamaya götürecektir. Son kitabı, Bilgi Açığı (The Knowledge Deficit: 2006)’nda ise arkaplan bilgisinden mahrum her okumanın eksik bir okuma olacağı iddiasını dillendirir.

Hirsch’ün görüşlerini postyapısalcı ve metinlerarası düşünceler ışığında metinlere yaklaşanların yadsıyacağı açıktır. Bu bağlamda bu tartışmalara girmeye gerek yoktur çünkü postyapısalcıların tür kavramına sıcak bakmayacağı daha da açıktır ve doğrudan bu yazının konusunun dışında yer alır. Postyapısalcılara göre, genelleyerek konuşursak, sadece metinler vardır. Anlatıbilimciler bunu bir adım öteye götürerek, her metni (yazılı ve görsel) bir anlatı olarak düşünmeye eğilimlidirler.

***

Tartışmayı uzatmak, belki bir sonuca bağlayabilmek isterdim ama bu pek mümkün görünmüyor. Ben de yazıyı Fowler’ın Hugh MacDiarmid’den yaptığı bir alıntıyla bitirmeyi yeğliyorum.

Yazılanlara şaşırarak dedi ki yabancı
Yazdığın günlük bundan ibaretse
Bu yazdığın edebiyattır
Yok eğer değilse,
Günlüğün yalan yanlıştır


Yazının tamamını HECE'nin Mayıs sayısında okuyabilirsiniz...

1 comment:

  1. E.Murat ÇELİK said...
    Hoca, bu yazıları Hece'de yayınlandıktan en azından bir ay sonra tam metin olarak okusak burada...

    Hem bilgiye açık erişimden yana olmak adına, hem de tadı damağımızda kalıyor diye...

    May 4, 2010 2:29 PM

    ReplyDelete